Kategorilenmemiş

YOLCU 62 “NEYİ KAYBETTİĞİNİ HATIRLA”

Bu Sayıda: I ferhat kalender I mustafa köneçoğlu I mustafa karaosmanoğlu I burak akarsu I müştehir karakaya I I ahmet mercan I bülent sönmez I seyit köse I vedat aydın I hikmet kızıl Imehmet aycı I rabia bulut I I ibrahim tökel I gökhan akçiçek I aydın hız I mustafa uçurum I aslınur akdeniz I faik öcal I zekai günal I I eyyüp akyüz I...

YOL VE KAVİL – DENEMELER – Bir Ferhat Kalender yapımı –

Rahatsız etmiyorsa nedir ki söz? Hikmetin, hakikatin ve bilincin üstündeki perdeyi aralayamıyorsa nedir ki söz? Dünyayı, bilimi, kültürü ve varlığı saptırılmış anlamlarından arındırarak ilahi hikmet çerçevesinde yeniden tanımlayamıyorsa nedir ki söz? Kökeninde Allah’a karşı başkaldırıyla yeryüzünü ifsada uğratmayı yol edinmiş ve hayatı tehdit eden modern illüzyonları fark ettirmiyorsa nedir ki söz? Aşka, öfkeye ve inanca kapı aralamıyorsa nedir ki söz? Omurgasızlaştırma politikalarına ve kirletilmiş...

BEN KARDEŞİMİN BEKÇİSİYİM!

“Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık. Alıp başımızı Sana gelmek istiyoruz. Sana gelmek Sana gelmek orada kalmak istiyoruz. Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz.” Tanrı Kabil’e Habil’in nerede olduğunu sorduğunda Kabil öfkeli bir biçimde: “Ben kardeşimin bekçisi miyim?” der. Etik felsefeci Emmanuel Levinas’ın yorumuyla Kabil’in bu sorusu her türlü ahlaksızlığın başlangıcına milat oldu. Kabil’in o talihsiz soruyu sorduğu günden beridir daha mı kötüye gitmekte koca evren? Kabil’e rahmet okuturcasına sözler dünya...

YALNIZ BİR IRMAK AĞLAMASI

Hayat Süzülen ışıkta Kalplere Akan Bir Nasihat Ve Sevgiyle Sırlanmış Bir kadehtir. Doldurduklarınızın İçerisinde Aşk Yoksa Sarhoş Olmayı Beklemeyiniz. Bir gülüşün ince telli balkonlarında, tütüne kesmiş parmaklarıma, denizi vuran yeni doğmuş bir ses gibi dokunduğunuzu, nasıl unutursunuz... Hatıraların örtülü kapılarını.., şarkıya özlem duyan dudaklarımın kilidini.., bir avuç kar...

YİTİK BİR SEVDA ANISINA DEĞEN EFKAR

Sevgiliden Yana, Perçinli Saatler Ve Kötürüm Bir Hayat Kaldıysa eğer Gönlünüzün Solgun duvarlarında, Anadan doğma Bir ateş dili İle Aşkın Sırrını Kaybettiğinizdendir. Kırılan bakışlarında donan.., kefen giymiş sözlerin.., dökülürken çorak dudaklarında.., bölüşüldü tüm acılar.. Mezar üstüne bırakılan iki dal papatyada. Her şey paylaşılırken sen kaldın bana.... Emanet...

YAĞMUR KESİLDİ

Umutları Isıtan Gönül Sıcaklığının, Soluklarınızın Tüm İklimlerine Yansıması İstiyorsanız, Onu Yüreğinize Ateşi koyan Sevgilinin Aşkıyla Besleyiniz. Sarmaşık saçlı uzun bir sokağın omuzlarından süzülerek, mora çalan adımlarınızla gelip beklediğiniz durakta ilk gördüm sizi. Bir şehrin uykudan uyanır hali vardı üzerinizde. Yeni doğan çocukların ellerine gül...

TİTREYEN SESTEKİ TUTSAK YANKI

Aşkınızın, Gül Bahçelerindeki Buğulu Şafaklara Taşınmasını İstiyorsanız, Nehirlerin Mavileri Kıskansa da, Sevgilinizi Güneş Yüzünüzle Ve Solmayan Çiçeklerle Bekleyiniz. Oradaydın. Şakaklarında savaş onuru taşıyan, bir yangının ardında. İki kulaç ötede  özsuları çekilen kızlar vardı. Ve türkülerinde bir olta bekleme sabrı. Karşında Karanlığı yüklenmeye hazır, upuzun bir nehir...

YOKLUĞA FISILDANAN SIRLAR

Şiirsiz Bir Gönül, Mavisi Olmayan Deniz Gibidir. Kıyılarında Yaşayacağınız Aşklar Donuk Kalır. Karanlığa bırakılan bir intihar bohçası yüzünle.., sen, yürek vuran avcılığa soyunduğundan bu yana, adını şiir koydum sevgilim. Artık kendimi savunacak kadar takatim yok. Her vefasız kurşunun, göbeği kesilmiş, mağlup...

ATEŞ SESİ İLE ANLATAMADIĞIM

Mola Verdiğim Gölgelerin Soluğunda Şunu Anladım ki, Aşka Çıkan Bir Tek Yolun Dışında, Tüm Yollar Sütunları Yıkılmış Bir Saraymış. Sana olan bu aşkım; Duvak heyecanıyla., gönüllerdeki sahralara su taşıyan., taze gelin telaşıydı... Destanların ağıtı., hastanın sabahı beklentisiydi., matemli limanlarda... Kurşunların adrese, ve İsmail’in hançere teslimiyetiydi., kızıl şafaklarda... Akşam...

BÜYÜK ÇOCUK

I serin külleri savur gayesi güzdür aşkın ince parmaklı ölüm kalem tutamaz yazık şiir zaten oyuncak şair büyük çocuktu düşünde savaş görmüş zaten savaşıyormuş gözleri afgan kadar kalbi desen...

ENTELEKTÜELLER NE İŞE YARAR?

Gerçekten de entelektüeller ne işe yarar? Öncelikle bu adamlar ileri derecede rahatsızlık kaynağıdırlar. İnsanların rahatını ve huzurunuzu bozmak için ellinden gelen her şeyi yaparlar. Oysa...

GİDEN GİTSİN, SEN KAL!

… Önce çocuklar geçti, yanaklarında yağmurun silinmeyen dövmesiyle. Ardından, uzak ülkelere yaptıkları seferden henüz dönmüş ve sancakları hala ellerinde askerler, kalpağında ızdırabı bir zebercet  gibi...

KALBİN KAYNAMA NOKTASINDA

KALBİN KAYNAMA NOKTASINDA BİR SALİK SADIK YALSIZUÇANLAR Kendi tabiriyle 'Halk Partili bir aile ortamından, modernleşmeden aşırı biçimde nasiplenmiş bir aile ortamından' geliyor Sadık Yalsızuçanlar. Çocukluk yıllarında babasının...

NAR, SES VE FASIL

gece dağınık hayal âh o sessiz kalış ki bir mumun evvelcesi ve sıratta dilenmek kıs kirpiğin yasını yağmurlara alış ki alış ki solgun mahreç düğüm oldu yakanda diken...

RUTUBET

güveli gecelerim oldu bu mevsim. delişmen kaygılarım.. havadan sudan sebeplerle sözlerime şiir örtüştürdüğüm. canım yandı, ne çok yandı… tutanaklar tutuldu ardımsıra.. ardımsıra bir red alfabesi. sana uzak kendime...