Bu Sayıda:
I ferhat kalender I mustafa köneçoğlu I mustafa karaosmanoğlu I burak akarsu I müştehir karakaya I I ahmet mercan I bülent sönmez I seyit köse I vedat aydın I hikmet kızıl Imehmet aycı I rabia bulut I I ibrahim tökel I gökhan akçiçek I aydın hız I mustafa uçurum I aslınur akdeniz I faik öcal I zekai günal I I eyyüp akyüz I...
Rahatsız etmiyorsa nedir ki söz? Hikmetin, hakikatin ve bilincin üstündeki perdeyi aralayamıyorsa nedir ki söz? Dünyayı, bilimi, kültürü ve varlığı saptırılmış anlamlarından arındırarak ilahi hikmet çerçevesinde yeniden tanımlayamıyorsa nedir ki söz? Kökeninde Allah’a karşı başkaldırıyla yeryüzünü ifsada uğratmayı yol edinmiş ve hayatı tehdit eden modern illüzyonları fark ettirmiyorsa nedir ki söz? Aşka, öfkeye ve inanca kapı aralamıyorsa nedir ki söz? Omurgasızlaştırma politikalarına ve kirletilmiş...
“Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Alıp başımızı Sana gelmek istiyoruz.
Sana gelmek Sana gelmek orada kalmak istiyoruz.
Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz.”
Tanrı Kabil’e Habil’in nerede olduğunu sorduğunda Kabil öfkeli bir biçimde:
“Ben kardeşimin bekçisi miyim?” der.
Etik felsefeci Emmanuel Levinas’ın yorumuyla Kabil’in bu sorusu her türlü ahlaksızlığın başlangıcına milat oldu. Kabil’in o talihsiz soruyu sorduğu günden beridir daha mı kötüye gitmekte koca evren? Kabil’e rahmet okuturcasına sözler dünya...
Hayat
Süzülen
ışıkta
Kalplere
Akan
Bir
Nasihat
Ve
Sevgiyle
Sırlanmış
Bir kadehtir.
Doldurduklarınızın
İçerisinde
Aşk
Yoksa
Sarhoş
Olmayı
Beklemeyiniz.
Bir gülüşün ince telli balkonlarında, tütüne kesmiş parmaklarıma,
denizi vuran yeni doğmuş bir ses gibi
dokunduğunuzu,
nasıl unutursunuz...
Hatıraların örtülü kapılarını..,
şarkıya özlem duyan dudaklarımın kilidini..,
bir avuç kar...
Sevgiliden
Yana,
Perçinli Saatler
Ve
Kötürüm
Bir
Hayat
Kaldıysa eğer
Gönlünüzün
Solgun duvarlarında,
Anadan doğma
Bir ateş dili
İle
Aşkın
Sırrını
Kaybettiğinizdendir.
Kırılan bakışlarında donan.., kefen giymiş sözlerin..,
dökülürken çorak dudaklarında..,
bölüşüldü tüm acılar..
Mezar üstüne bırakılan iki dal papatyada.
Her şey
paylaşılırken
sen kaldın bana....
Emanet...
Umutları
Isıtan
Gönül
Sıcaklığının,
Soluklarınızın
Tüm
İklimlerine
Yansıması
İstiyorsanız,
Onu
Yüreğinize
Ateşi koyan
Sevgilinin
Aşkıyla
Besleyiniz.
Sarmaşık saçlı uzun bir sokağın omuzlarından süzülerek,
mora çalan adımlarınızla gelip beklediğiniz
durakta
ilk gördüm sizi.
Bir şehrin uykudan uyanır hali vardı üzerinizde.
Yeni doğan çocukların ellerine gül...
Aşkınızın,
Gül
Bahçelerindeki
Buğulu
Şafaklara
Taşınmasını
İstiyorsanız,
Nehirlerin
Mavileri
Kıskansa da,
Sevgilinizi
Güneş
Yüzünüzle
Ve
Solmayan
Çiçeklerle
Bekleyiniz.
Oradaydın.
Şakaklarında savaş onuru taşıyan, bir yangının ardında.
İki kulaç ötede özsuları çekilen kızlar vardı.
Ve türkülerinde bir olta bekleme sabrı.
Karşında
Karanlığı yüklenmeye hazır, upuzun bir nehir...
Şiirsiz
Bir
Gönül,
Mavisi
Olmayan
Deniz
Gibidir.
Kıyılarında
Yaşayacağınız
Aşklar
Donuk
Kalır.
Karanlığa bırakılan bir intihar bohçası yüzünle.., sen, yürek vuran avcılığa soyunduğundan bu yana,
adını şiir koydum sevgilim.
Artık kendimi savunacak kadar takatim yok.
Her vefasız kurşunun,
göbeği kesilmiş,
mağlup...
Mola
Verdiğim
Gölgelerin
Soluğunda
Şunu
Anladım ki,
Aşka
Çıkan
Bir
Tek
Yolun
Dışında,
Tüm
Yollar
Sütunları
Yıkılmış
Bir
Saraymış.
Sana olan bu aşkım;
Duvak heyecanıyla., gönüllerdeki sahralara su taşıyan., taze gelin telaşıydı... Destanların ağıtı.,
hastanın sabahı beklentisiydi., matemli limanlarda...
Kurşunların adrese,
ve
İsmail’in hançere teslimiyetiydi., kızıl şafaklarda...
Akşam...
I
serin külleri savur gayesi güzdür aşkın
ince parmaklı ölüm kalem tutamaz yazık
şiir zaten oyuncak şair büyük çocuktu
düşünde savaş görmüş zaten savaşıyormuş
gözleri afgan kadar kalbi desen...
Gerçekten de entelektüeller ne işe yarar?
Öncelikle bu adamlar ileri derecede rahatsızlık kaynağıdırlar. İnsanların rahatını ve huzurunuzu bozmak için ellinden gelen her şeyi yaparlar. Oysa...
…
Önce çocuklar geçti, yanaklarında yağmurun silinmeyen dövmesiyle. Ardından, uzak ülkelere yaptıkları seferden henüz dönmüş ve sancakları hala ellerinde askerler, kalpağında ızdırabı bir zebercet gibi...
KALBİN KAYNAMA NOKTASINDA
BİR SALİK
SADIK YALSIZUÇANLAR
Kendi tabiriyle 'Halk Partili bir aile ortamından, modernleşmeden aşırı biçimde nasiplenmiş bir aile ortamından' geliyor Sadık Yalsızuçanlar. Çocukluk yıllarında babasının...
gece dağınık hayal âh o sessiz kalış ki
bir mumun evvelcesi ve sıratta dilenmek
kıs kirpiğin yasını yağmurlara alış ki
alış ki solgun mahreç düğüm oldu yakanda
diken...
güveli gecelerim oldu bu mevsim. delişmen kaygılarım..
havadan sudan sebeplerle sözlerime şiir örtüştürdüğüm.
canım yandı, ne çok yandı…
tutanaklar tutuldu ardımsıra.. ardımsıra bir red alfabesi.
sana uzak kendime...