KUYMAK VE DEVRİM
Cihad'ın evindeyiz. Fatma Hanım'ın orjinal kuymağını yemek için toplanmışız. Muhteşem lezzet geliyor. Ardından çaylar. Evin balkonu şenleniyor. İzzet Kardeş hafiften meseleleri harlıyor. Arslan Bey araya girip konuşmayı kültürel boyuta taşımaya çalışıyor. Cihad, bardakları doldurmakla meşgul ama birazdan topa girecek gibi ortamı kokluyor. Kendisi çoğunlukla kontra sorularla başlayıp söyleyeceği lafı sona bırakır. Üçüncü bardaklar yarıya indiğinde Mustafa Öner ve Ali Serenli...
“İşi adaletle yap, buna gayret et. Hiç bir zaman zulüm etme. Gönlünü ve dilini doğru tut! Halka faydalı ol, onlara zarar verme! İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır! Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme. Hangi işe girersen, önce sonunu düşün. Sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır. İnsana insanlığı nispetinde mukabelede bulun. Böyle...
Adam gibi adamların yaşadığı zamanlar hasretle burnumda tütüyor. Çocukluğumda dizlerinin dibinde oturduğum, hasbi duruşlarına hayran hayran baktığım babayiğitler nerede şimdi? Sabah gün doğmadan kalkıp...
AFRİKA’DAN CİZRE’YE ŞİİRİN DAĞLARINDA DOLAŞMAK
Bir şairsiniz, üstelik okurlara- en azından bana- kalemi tanımazdan evvel kelâmı tanımış olduğu izlenimini veren bir şair. Sözün edebini...
seni geçersem
seni seninle geçersem dünya
gözlerimde perde ince mavi ibrişim
dolanır mı arzularım ikindi
vaktini örseleyen öfke
kalbime battıkça dünya
kan tutar beni bilirsin
toprak tutar bir avuç vaveyla
ekindim sır/atımın...
Sarmış cigarasını akşam, çökmüş çardak altına
Kaç fotoğraf çektirdiyse hepsi yanmış üstelik
Yar bahane, yaşamak sevmekten daha zormuş
Mevsimlerin ağrısı sanma ki bir kerelik
Basılmış bir mezranın gözlerine...
"BİZ BÜYÜK ŞEHİRLER KURMUŞ BÜYÜK BİR UYGARLIĞIN ÇOCUKLARIYIZ!"
Yanılmıyorsam 89'lu yıllardı. On alan her öğrenciye kitap hediye ediyorum. Kitap yediğimiz yıllar. Sahaflar kürkçü dükkanımız. Beyazsaray...
OTUZ İKİ KISIM TEKMİLİ BİRDEN:
A. CAHİT ZARİFOĞLU
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
1. 'Kafkasya'dan esen bir rüzgâr'ın Ma-raş'taki serinliğidir. Fransızca, Farsça, Arapça bilen;...
titrer ve ü?ür kanatlary a?kyn
ü?ür gider sonsuza ve mahzundur çehresi ve kederli
insan hüznün hep savruk yany ve insan hep hüzün yolda?y
bir vakte de?en güne?ler...
1. GÜN
Günlerdir þekilden þekle giren ellerimi seyrediyorum. Ýlk kez 'ses'i hissettiðimde de böyle garip olmuþtum. Nasýl da korkutucuydu. Sanki uzaklardan çoðalarak gelen bir çýðlýk ...
ölümü deniyorlar üzerimizde
kül kokuyoruz
bu sevdikleri bir þey onlarýn
ölümü bize ait görüyorlar
ve çoklu ölümler irade ediyorlar adýmýza
hiç utanmayan çýplak ölümler
bizi düþünüyorlar
kabirlerde tabutlarda mezbahalarda
sürümü daha çok...
Sevdiğinizin sesi
Kulaklarınıza
Değdiğinde,
Depreme
Uğramıyorsa
Şehirleriniz,
Vurgun
Yemiyorsa
Gönlünüz,
Siz
Aşık
Değilsiniz.
Kemiklere giydirilen cana
Boşuna
“ Seviyorum ”
Diyerek
Kendinizi
Aldatmayınız.
Sitemkar bir aşkın damlası bu.., düşen cemresiz iklimlerin gurbetine... Geceyi kuşatan kan kırmızı dudaklarının buğusu.
Ve
yanında alnıma kazınan nehirlerin köpüğünde,
alevlenen...
Turuncu bir yaşamaktı onlarınki
bir ateş kırmızısı
bir güz sarısı
turuncu
trajik bir yaşam yazgısı
Doğdu
ateş ve su
yer ve gök
tutku ve hüzün
Doğdular dünyaya
yaşama meyilli yürekleriyle
biraz yorgun dinç
biraz kirli temiz
bir...