More

    Yıllık Arşiv: 2007

    Muhtasar Cenk Hikayeleri

    KUYMAK VE DEVRİM     Cihad'ın evindeyiz. Fatma Hanım'ın orjinal kuymağını yemek için toplanmışız. Muhteşem lezzet geliyor. Ardından çaylar. Evin balkonu şenleniyor. İzzet Kardeş hafiften meseleleri harlıyor. Arslan Bey araya girip konuşmayı kültürel boyuta taşımaya çalışıyor. Cihad, bardakları doldurmakla meşgul ama birazdan topa girecek gibi ortamı kokluyor. Kendisi çoğunlukla kontra sorularla başlayıp söyleyeceği lafı sona bırakır. Üçüncü bardaklar yarıya indiğinde Mustafa Öner ve Ali Serenli...

    Derviş Hünerini Yitirdik

    “İşi adaletle yap, buna gayret et. Hiç bir zaman zulüm etme. Gönlünü ve dilini doğru tut! Halka faydalı ol, onlara zarar verme! İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır! Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme. Hangi işe girersen, önce sonunu düşün. Sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır. İnsana insanlığı nispetinde mukabelede bulun. Böyle...
    spot_img

    AYŞE’NİN ONLARA VE SANA SÖYLEDİKLERİ…

    ii ben şimdi dalları kırık bir aydınlık üzerinde olabildiğince üzgün karşılıyorum geceleyin uykuyu. çünkü cemaatimin fazileti yer ile yeksan... tanıma gelmez bir hal benimki... elifler...

    DİLİN ANLAŞILMAZ YANLARI

    Freud 20. yüzyıl insanını nevrotik olarak tanımlıyordu. Nevrotik bozukluklar psikiyatride psikozlara oranla daha hafif rahatsızlıklar olarak kabul edilmekle beraber çoğunlukla tedavisi de psikoza oranla...

    BANA BİR ÖTEKİ VER

    Dinçer ATEŞ'e İthaf olunur O, ikinci teklik şahıs olan 'sen'in Mekandaki ötelenmiş halidir Öteki dile, topluma, bireye ve kültüre olumlu veya olumsuz pozisyonlarda dağılabilecek bir kavram. Zihinsel...

    KENDİNE BİR AHİT BUL

    dünya körleşti dostum yeryüzü kirlendi renksiz günlere uyanıyor zaman şehirlerin zifir yüzü dokunduğunda tanımsız kaldı  elleriniz ve bütün tanımlar arsızlaştığında gök, yüzünden korktu ve bir kız çocuğunun çığlığı sokak sokak dolaştırıldığında ruhumuz...

    HEYBE 44

    Besmele… Hamdele… Salvele… Mektup geliyor… Mektuplar geliyor… Tek tük de olsa ara sıra da olsa mektuplar geliyor. Sizden bir buğu sizden bir koku geliyor. Sıcak...

    YALNIZ BİR IRMAK AĞLAMASI

    Hayat Süzülen ışıkta Kalplere Akan Bir Nasihat Ve Sevgiyle Sırlanmış Bir kadehtir. Doldurduklarınızın İçerisinde Aşk Yoksa Sarhoş Olmayı Beklemeyiniz. Bir gülüşün ince telli balkonlarında, tütüne kesmiş parmaklarıma, denizi vuran yeni doğmuş bir ses gibi dokunduğunuzu, nasıl unutursunuz... Hatıraların örtülü kapılarını.., şarkıya özlem duyan dudaklarımın kilidini.., bir avuç kar...

    YİTİK BİR SEVDA ANISINA DEĞEN EFKAR

    Sevgiliden Yana, Perçinli Saatler Ve Kötürüm Bir Hayat Kaldıysa eğer Gönlünüzün Solgun duvarlarında, Anadan doğma Bir ateş dili İle Aşkın Sırrını Kaybettiğinizdendir. Kırılan bakışlarında donan.., kefen giymiş sözlerin.., dökülürken çorak dudaklarında.., bölüşüldü tüm acılar.. Mezar üstüne bırakılan iki dal papatyada. Her şey paylaşılırken sen kaldın bana.... Emanet...

    YAĞMUR KESİLDİ

    Umutları Isıtan Gönül Sıcaklığının, Soluklarınızın Tüm İklimlerine Yansıması İstiyorsanız, Onu Yüreğinize Ateşi koyan Sevgilinin Aşkıyla Besleyiniz. Sarmaşık saçlı uzun bir sokağın omuzlarından süzülerek, mora çalan adımlarınızla gelip beklediğiniz durakta ilk gördüm sizi. Bir şehrin uykudan uyanır hali vardı üzerinizde. Yeni doğan çocukların ellerine gül...

    TİTREYEN SESTEKİ TUTSAK YANKI

    Aşkınızın, Gül Bahçelerindeki Buğulu Şafaklara Taşınmasını İstiyorsanız, Nehirlerin Mavileri Kıskansa da, Sevgilinizi Güneş Yüzünüzle Ve Solmayan Çiçeklerle Bekleyiniz. Oradaydın. Şakaklarında savaş onuru taşıyan, bir yangının ardında. İki kulaç ötede  özsuları çekilen kızlar vardı. Ve türkülerinde bir olta bekleme sabrı. Karşında Karanlığı yüklenmeye hazır, upuzun bir nehir...

    YOKLUĞA FISILDANAN SIRLAR

    Şiirsiz Bir Gönül, Mavisi Olmayan Deniz Gibidir. Kıyılarında Yaşayacağınız Aşklar Donuk Kalır. Karanlığa bırakılan bir intihar bohçası yüzünle.., sen, yürek vuran avcılığa soyunduğundan bu yana, adını şiir koydum sevgilim. Artık kendimi savunacak kadar takatim yok. Her vefasız kurşunun, göbeği kesilmiş, mağlup...

    ATEŞ SESİ İLE ANLATAMADIĞIM

    Mola Verdiğim Gölgelerin Soluğunda Şunu Anladım ki, Aşka Çıkan Bir Tek Yolun Dışında, Tüm Yollar Sütunları Yıkılmış Bir Saraymış. Sana olan bu aşkım; Duvak heyecanıyla., gönüllerdeki sahralara su taşıyan., taze gelin telaşıydı... Destanların ağıtı., hastanın sabahı beklentisiydi., matemli limanlarda... Kurşunların adrese, ve İsmail’in hançere teslimiyetiydi., kızıl şafaklarda... Akşam...

    BÜYÜK ÇOCUK

    I serin külleri savur gayesi güzdür aşkın ince parmaklı ölüm kalem tutamaz yazık şiir zaten oyuncak şair büyük çocuktu düşünde savaş görmüş zaten savaşıyormuş gözleri afgan kadar kalbi desen...