KUYMAK VE DEVRİM
Cihad'ın evindeyiz. Fatma Hanım'ın orjinal kuymağını yemek için toplanmışız. Muhteşem lezzet geliyor. Ardından çaylar. Evin balkonu şenleniyor. İzzet Kardeş hafiften meseleleri harlıyor. Arslan Bey araya girip konuşmayı kültürel boyuta taşımaya çalışıyor. Cihad, bardakları doldurmakla meşgul ama birazdan topa girecek gibi ortamı kokluyor. Kendisi çoğunlukla kontra sorularla başlayıp söyleyeceği lafı sona bırakır. Üçüncü bardaklar yarıya indiğinde Mustafa Öner ve Ali Serenli...
“İşi adaletle yap, buna gayret et. Hiç bir zaman zulüm etme. Gönlünü ve dilini doğru tut! Halka faydalı ol, onlara zarar verme! İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır! Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme. Hangi işe girersen, önce sonunu düşün. Sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır. İnsana insanlığı nispetinde mukabelede bulun. Böyle...
Rahatsız etmiyorsa nedir ki söz? Hikmetin, hakikatin ve bilincin üstündeki perdeyi aralayamıyorsa nedir ki söz? Dünyayı, bilimi, kültürü ve varlığı saptırılmış anlamlarından arındırarak ilahi...
"Susacağın zaman büyük susarsan, halkım,
susmasını, ama iyi susmasını, sıkı susmasını,
ağır susmasını bilebilirsen, halkım,
sen susunca taştan su sızmaya başlar.
Hırsından ağlamak isteyip de ağlayamayan
Ergenlerin sıkılı yumruğu...