İKİ SORU ARASINDA

5

vakti yıldız geçen gökler nerede
nerede
gecenin görücüye çıktığı anı
aranır kılan sabah
bir rûya neden ekşir eski esvaplarına
tene dal budak salan soruysa lisandaki
bu elbette hayata tek başına sorulmaz
çünkü tekbaşınalık soru için değildir
yedeği olmayan şey bekler akibetini
çünkü
ciddi bir iş tutmamışsa beka önünde kader
gelir acımasızca
kendi yüzünü siler
bir çelişki yumağı düşürür içimize
demek ki gerçek bile
ikiye bölünmeye meyyaldir
demek ki
kulak ve göz
akşam ve sokak gibi
o da mirasımızı mecburdur paylaşmaya

oysa
burada cevap
yolun sonunu bulmakla yükümlüdür
ve mevsimler
çiçeklerin başını burda okşayabilir
yani o kadar tekdüze
yani hangi kişi kör cephesiyle
hangi aynada sereserpe uzanacak
bilinemez
hangi resim çıkacak önümüze
cevap diye

diyelim
kendini haklı bulmak
bir yanıyla ölmektir
işte o zaman insan
kendi çapına doğru çekilerek genişler
bu hal paylaşılamaz
yani önce çalkantılı denizler
tayfasız gemileri
sürükler sessizliğe
sonra
dibe doğru çeker bizi o sessizlik
bu biraz daha kolay
daha anlaşılası
fakat mızıkçının birisi
içindeki tuale bir insan boşluğu çiz
diyerek ta başa dönebilir

o zaman
devlet geçmiş olur damarlarından umudun
ki bıçak yalnız ekmeğe esirgenemez
topraktan teoriye kaçak birisi için
belki ters bir şey ama
her cümle amacına ulaşırken yorulur
ve mısralar katilleri bir daha içeremez
katil ki ancak
bir annenin rahminde
sıradan sebep olur

elbet ölüm çeker bu sıklette
başka kura yok
yok ki bunun başka bir karşılığı
gündüzün görünmeyeni görmek gibi
fiyakası olmayacak cevabın ruhumuza
uygunsa bir kelime
bir söz ki huzura gelmiş olsun
söyleyin
niçin böyle bir soru
ihtimalsiz sorulsun

Önceki İçerikKÖRLERE AYNA DAĞITIYOR DÜZEN!
Sonraki İçerikALELİNFİRAD