ALELİNFİRAD

10

Günlerden sükût…

Münzevi kelimeler… Ağrılı ve sızılı… Ölüme raptedilmiş sesim..

Yüreğim yaslanacak bir dağ bulana kadar bir kenara bıraktım yazmayı…

Issız ve hecesiz kalmayı yeğledim. Bir ikindi ağırlığında tutuldum ölüm kokusuna..

Temmuzdu, turna katarı gibi geçtin … Mucur doldu viranem…

Bilmezsin, kömür kokusu benzemez rayihaya… Ölümü düşlemekten başka tercih kalmaz!..

Ölümü anmaktan korkmuyor ruhum.. Ölümle aralanıyor hayatın kapıları…

Ölümü korkunç bulanlar yanıldılar… Nihayetsiz bir özgürlüktür ölüm…

Beklemek ne güzel şeydir… Hele ki sükûtla…


Aylardan uzlet…

Önüm arkam kargaşa.. Kendime çekilişim kendimi kendim içinde arayışımın tekmilidir. Kendimden yoksun kalmanın sıkıntısını yaşadığım bir tan vaktinde çekildim deli köşeme…

Baştan ayağa değiştirdim kelimeleri ve anlamlarını… Hiçe saydım, insanları ve yüzlerindeki derme çatma ifadeleri.. Tüm zamanları eskittim.

Zamanı hiçe saymaktan tüm zamanların sahibine sığınırım..

Döndüm ve göğe çevirdim direncimi… Yüzümü çevirip aya bakmışken gel de çık işin içinden şimdi!..

Unutuşlarımda nefes almak gibi bir şey ayı seyre koyulmak…

Uzun ve sıkıntılı bir günün sonunda ancak duayla sükûnet bulur metruk sevdam…

Hadi kendim, namaza…!

Vakitlerden gece

Durgunlaştı gece… Vakit alıp başını gitmiş…

Ben… Susmayı beceremem, mutlaka yazmalıyım.. .

Biliyorum, bu gecede sırtımı dayayabileceğim bir şey var… Birazdan beni bulacak…

Ancak kördüğümdür kelimeler.. Hem gece, gece kimsesiz…

Geçmiyor… Hiçbir şey geçmiyor.. Geçen zaman kalan acı.

Kalan, kum gibi yara…

Gökyüzünde değil, yeryüzünde değil kalp yüzünde kalanlardır…

Çisil çisil yağmur yağan bir İstanbul günü

İlk sayfaya bir dua:

Mevla’m! Sen, maliksin.. Her şeyin sahibi olan ancak sensin..

Bana kendimi geri verir misin?

Yıldızlardan zühre…

Dağ gibi ıssızım.. Birazdan yağmur yağar.. Terk edilmişliğin kokusu duyulur topraktan.

Ben buyum işte! Zambak gibi gayri meskûn… Neden diye sorma sakın!

Kuşlar üşür ahrazım!

Bahar gitti ve gelmez oldu.. Ardı sıra kara toprak giydi heveslerim..

Ancak henüz yeryüzüyken yurdum, özlemenin yeri yok sana dair…

Çekip vursam diyorum özlemişliğimi… Çekip vursam…

Ahrazım!

Yüzüme ayrılık çarpar, ağlarım…

Dağdır… Issızdır… Nesrin kokusu duyulur…

Ve, bahar gelmeden…,

Nüzul vurur gelinciklere…

Duha…

Sırtımı dayayabileceğim şey, birazdan beni bulacak demiştim.

– Hamdolsun…

Kuşluk vaktine andolsun,

Durgunlaştığı zaman geceye andolsun ki,

Rabb’in seni bırakmadı ve sana darılmadı.

Elbette senin sonraki her dönemin ilkinden iyi olacaktır. ’’

. Mart

. Alelinfirad’ım…

Önceki İçerikİKİ SORU ARASINDA
Sonraki İçerikİYİ Kİ İSMET ÖZEL VAR