ALİ ŞERİATİ ÜZERİNE NOTLAR!

1

Ne okursunuz diye sormaktır asıl kastımız. Ne okursunuz? Bu sorudaki Ne’liğin hangi anlamının kullanılacağı okurun takdirine bırakılmıştır. Takdir okurundur. Çünkü okur bilir…Çünkü okur…
İlk okuma notumuzu İranlı sosyolog Ali Şeriati üzerine koyacağız. “İnsanın Dört Zindanı”… İnsan dört duvar örmüştür kendine. Algısaldır ve tüm algılarının çerçeveleyicisidir. Bireyin seçme özgürlüklerinin sınırlanmasından bahsediyor. Ki seçme özgürlüğü bırakın demokratik haklardan dem vurmayı bir yana varoluş psikologlarının kalemlerini süsleyen nakış oluvermişlerdir. Şeraiti, dar bir çerçeveden geniş bir açıya sahipmişçesine bakabilme zannıyla yaşayan 21.yy insanın portresi çiziliyor. Uzak ve yalın bir portredir bu. Ve  malumdur ki ömrü kısadır yazarın. Söyleyeceklerini eveleyip gevelemeye vakti yoktur. Bilgi ve felsefe bir sağanağa tutulmuşçasına dökülmektedir kaleminden. Okur alışılanın aksine uzun cümleler arasında değil kısa cümlelerin ağırlığında tekrar başa dönüp kelimelerin cesaretine ve haddine selam vermektedir. Özgürleşemeyen birey sorunu. Özgürlüğün kimin sınırında olduğu karmaşası. Sonnot; Kendine kurduğun tuzak; görmeyen bir kölenin daha iyi hizmet edebilmesi için sahibi tarafından göz ucuna yerleştirilmiş gözlüğe can kurtaran muamelesi yapmasıdır.
İkinci not; “Dine Karşı Din” bağırıp çağırılmıştır çok zaman. Din ulusların afyonu diye. Doğru diyor Şeriati şaşırtarak, evet afyondur diyor ve ekliyor 17 yüzyıl filozofları gibi Din, insanların bilimsel sebepler karşısındaki bilgisizliklerin ürünüdür, hatta din halkın boş kuruntularının ürünüdür. Ve soruyor yazar bu din, hangi din dir? Din den kast edilen nedir?  Dinzsizlik var mıdır? Yoksa tarih boyunca karşı karşıya gelen din ile din midir? İlk bakıita oldukça garip anlamının anlaşılması üzerinde çokça düşünülmesi gereken karmaşık kavramları sarahate kavuşturuyor yazar. Kafası karışıklar ve kendinden eminler için güzel bir okuma denemesi olacak.
Üçüncü not; “Sanat”. Sanat nedir gibi üçüncü sınıf bayat  bir tartışmanın ortasına düşmek istemeyenler için; Var olmayan, var olması gerekenin arayışının ince  ince dokunduğu kitabın yerini  koltuk altlarında ayırın. Lakin; sizi şu cümle ile manipüle edeceğim; “bilgi; insanın varolan hakkında bilgilenme çabasıdır, teknik; var olandan mümkün mertebe faydalanmak çabasının aracıdır, oysa sanat; insanın olmayandan yararlanmak için çabasından ibarettir…”
Meraklısına not; okuma notları sadece iyi kitaplar için düşülmez. Kötü kitaplar için düşülmüş notları bu sütunun yazarının rüyalarını süslemektedir.

Önceki İçerikMUSTAFA ÖZÇELİK’LE “MEHMET AKİF ÜZERİNE!”
Sonraki İçerikEdebiyat Karın Doyurmaz Çay İçirir – 3