KARA YAZILAR 10

2

MESELİN MESELESİ

Son kurşunu da yatağına sürün ve bizi düştüğünüz yerde bekleyin. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çünkü hiçbir baharımız solgun olmadı ama yorgun bir ülkenin vebali boynumuzda. Yaralarımız halâ kanıyor; işte bu yaşam belirtisi! Dediği gibi şairin; “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim…”

Rüzgarların en haşini şehre inendir, yüzümüzü yalar geçer. Ve biz çılgın kahkahalarımız deli bakışlarımızla basmayı öğreniyoruz kentin şah damarına. Kirli pasaklı görüntümüzle göz zevklerinin içine kusacağız serseri yanlarımızı. Siz ey şehrin palyaçoları…Öğreneceksiniz bizimle birlikte yaşamayı… Ya öğreneceksiniz ya da nefretlerinize gömüleceksiniz. Ve biz meseller okuyacağız bağdaş kurarak küflü kalın kitapları serip meydanlarınıza. İşte biri; kadim bir bilgeden;

“ Konfiçyüs, Thai Dağı’nın eteklerinde gezinirken ağlayan bir kadın görür. Öğrencilerinden Tze-Lu, kadının yanına giderek neden ağladığını sorar.

Kadın; “ Çok acı çekiyorum. Bu çevrede bir kaplan var, önce kaynatamı parçalayıp yedi. Sonra kocamı, şimdi de oğlumu öldürdü.” Der.

Konfiçyüs söze karışır ve “ Öyleyse niçin başka bir yere gitmiyorsun?” diye sorar.

Kadın şu ilginç yanıtı verir; “ Çünkü barada insanlara baskı yapan bir devlet yok!”

O zaman bilge Konfiçyüs öğrencilerine şunları söyler;

“ Kadıncağız haklı çocuklarım. Baskı yapan devletler kaplandan daha korkunçtur, bunu hiç unutmayınız.”

Önceki İçerikHÂRE
Sonraki İçerikKARA YAZILAR 11