Edebiyat Karın Doyurmaz Çay İçirir – 5

2

EDEBİYAT YAZILI YOKLAMA SORULARI II

MUSTAFA KARAOSMANOĞLU’NA

Soru 1

* Edip Cansever’in ‘Mendilimde Kan Sesleri’ şiirinde seslendiği Ahmet abi kimdir? Mustafa Kutlu’nun Ya Tahammül Ya Sefer öyküsündeki Murat’ı ve Asım’ı gören ya da tanıyan var mıdır? Tutunamayanlar filme alınsa Selim Işık’ı kim oynar?
* Türk Dil Kurumu’nun kapatılma gerekçelerinden biri olarak gösterilen Yaşar Miraç’ın Trabzonlu Delikanlı kitabını acaba kaç Trabzonlu okumuştur? ‘Bu şehrin romanı yazılmalı arkadaş’ diye iç geçiren kaç hevesli Zerrin Koç’un Islak Kentin İnsanları’nda Samsun’u anlattığını bilir?
* Hâlâ kaç edebiyat öğretmeni, Don Kişot gibi bir bilgeyi; bir deli, bir manyak, bir palyaço olarak anlatır?
* Cemal Süreya’nın arşivini, Perinçekler, vefasız oğul Memo Emrah’a kaç para ödeyerek satın almıştır? Babasına inat İslamcı (!) olan Memo Emrah’ın babasının ölümünden çok kısa bir süre sonra ölmesi tesadüf müdür?

Soru 2

* Şair Sezai Karakoç’un Diriliş Partisi’nde kayıtlı kaç şair vardır? Şairden bir başbakanı Ecevit’le deneyen halktan kaç kişi, Politik-acı Karakoç’u Başbakan olarak düşünmüştür? Solu sevmeyen bu halk, hiçbir solcuyu neden Ecevit kadar sevmemiş, hiçbir solcunun arkasına, onun arkasına takıldığı kadar takılmamıştır?[1] Şairliğin, bu durumla bir ilişkisi kurulabilir mi?
* Her eylem’i bir rivâyet gibi anlatılan Nuri Pakdil, hangi şehirde, hangi otelde yaşamaktadır? 31 Ocak 1984… Kar, yeni bir yıla Pakdil öfkesiyle yağmaktadır ve Akay yokuşunda trafik tıkanmıştır. Ankara’daki öğrenci yurtlarına haber verilmiş ve Edebiyat’ın bürosundan başlayan kuyruk Demirler pasajından Akay yokuşuna taşmıştır. İnsanlar, kucaklarında kitaplar ve dergilerle yokuştan aşağı inmektedirler. Nuri Pakdil, takım takım kitapları ve dergileri öğrencilere dağıtmaktadır. Pakdil’in bu eylemi hangi gerçeği doğrular?
* Tanpınar’ı, ‘sükût suikastı’na uğratıp yıllarca ‘Kırtipil Hamdi’ diye aşağılayan solcularla, CHP’li diye soğuk bakan sağcılar, şimdi neden yüceltirler?
* Otuz yıldır yazan, ama on kez bile konuşmayan santimantalist yazar Hasan Ali Toptaş’ın icra memuru olması, Denizi olmayan, ama Denizli adındaki bir şehirde doğması, askerliğini her gün bir çatışmanın yaşandığı Suriye sınırında yapması, hayatın bir şakası mıdır? İcra için gittiği evlerde, çizgi film seyreden çocukların önünden televizyonlarını alması Bin Hüzünlü Haz’ın bir parçası mıdır?

Soru 3

* Ahşap evlerin, erguvanların, birinci sigarasının, dolmuş güzergâhlarının son ütülü gölgesi[2] Necatigil’in, bütün edebiyat öğretmenlerinin uzaktan ya da yakından amcası olduğu yeğenlerinden niçin gizlenir?
* Samsun’da Yıldıray Çınar’la ilgili bir ayrıntıya niye rastlanmaz? Orhan Gencebay’a gösterilen ilginin çok küçük bir bölümünün esirgenmesinin Yıldıray Çınar’ın ‘ben’iyle ya da ‘ten’iyle bir ilgisi var mıdır?
* Filiz Kitabevi’nin işletmecisi Hüdaverdi Amca, niçin serüveni sahaflara düşen unutulmuş bir kitap gibi yaşar hayatı?
* Erzurumlu Meddah Behçet Mahir’in evine Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nden birkaç hoca gelir. Meddahın kızları, konuklara neler sunulacağı konusunda telaşlanınca anneleri,‘Babanızın yalanlarını yazıp yazıp profesör oluyorlar. Niye heyecanlanıyorsunuz?’ der. Türkiye’de edebiyatın akademik yönünü özetleyen bu teyzeyi kim tanıyor?

Soru 4

* Atatürk Üniversite’sinde Ahmet Haşim üzerine yapılan bir kongrede söylenen her şey unutulmuştur da Kaya Bilgegil Hoca’nın ‘Melali anlamayan nesle aşina değiliz’ dizesinden oluşan tek cümlelik söylevi zihinlerden neden silinmemiştir?
* Kırşehir’de Muharrem Ertaş ve oğlu Neşet Ertaş’la devam eden meşhur bir abdallık geleneği vardır. ‘Usta’lardan birinin, davulu istediği gibi çalamayan oğlu için ‘Şu davulu adam gibi çal, yoksa seni öğretmen okuluna verir, köy köy süründürürüm!’ sözü, eğitim fakültelerini ne kadar ilgilendirir?
* Nihat Ziyalan, Fikret Hakan, Cüneyt Arkın, Menderes Samancılar, İhsan Yüce, Arzu Okay gibi oyuncuların şiir ya da öykü yazdıklarına dair bir bilgi hangi edebiyat kitabında vardır?
* Yahya Kemal Beyatlı, Nazım Hikmet’in annesine gerçekten âşık olmuş mudur? Galata Köprüsü üzerinde oğlunu kurtarmak için imza toplayan Celile Hanım’ı görünce kaçan hangi Yahya Kemal’dir?

Soru 5

* Cahit Zarifoğlu gibi bir entelektüel niçin sevilir, önemsenir; ancak anlaşılmaz? Herkesin şairliğe soyunduğu bir ortamda Cahit’in anlaşılmaması bir zarif’lik mi, yoksa bir acz midir?
* Oğuz Atay’ın ölümü bir dost evindedir. Bir ara banyoya girer, uzunca bir süre çıkmaz. İçeridekiler seslenir. Atay, ‘Sevinmeyin, daha ölmedim.’ karşılığını verir. Sonra, yine bir sessizlik, yine bir merak, banyoya koşarlar, bu defa ölmüştür. Yani, son sözlerini az önce söylemiştir. TRT ’75 roman ödülünü alan ‘Tutanamayanlar’ yıllarca yayıncı arar. Oğuz Atay gibi değerler, neden öldükten sonra önem kazanırlar?
· İlhan Berk’in Ankara’da apartmanların zilini çalıp ‘Ünlü şair İlhan Berk burada mı oturuyor?’ diye reklamını yaptığını; Kırşehir’de öğretmenken unutulurum korkusuyla sık sık İstanbul’a gidip ‘şair milletinin mekanlar’ında göründüğünü edebiyat tarihi niçin yazmaz? [3]
* Bizi bizden eden, biraz da bu doğulanmış Akdeniz hüznü değil midir?[4] Ahmet Kaya ile Timur Selçuk’u anlamak başka türlü nasıl açıklanır?

Devrimci, sosyalist söylemini de, Allah sevgisini de değiştirmeyen, konser sonrası oteline çekilip Kuran okuyan ve bu özelliğinin bilinmesini istemeyen, “Namazını kılan sosyalistim ben” diyen Timur Selçuk’a neden bu kadar tuhaf bakılır?

Neden, Ahmet Kaya öldüğü gün, vatan bölünmekten kurtulmuş gibi sevinilir? Solun arabesk, sağın sosyalist diye uzak durduğu bu ses, niçin gizli gizli dinlenilir?

’Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne’ dizesiyle sesini, Metris önlerinde bekleyen anaların sesine katmasaydın! Her şarkın, sağcısıyla solcusuyla 80’li, 90’lı yılların gençliğine bir fon müziği olmasaydı?

Keşke, o gece gitmeseydin, Magazin Gazetecileri Gecesi’ne, memleketimizin güzide sanatçılarının içine. Sussaydın, ya da ‘Saza niye gelmedin?’deseydin? “Ünlü yönetmen Tunca Yönder’in kanına dokunmayacaktın, büyük sanatçı Ebru Gündeş’i kızdırmayacaktın, o zaman asker kaçağı olan vatansever Serdar Ortaç’ın canını sıkmayacaktın, Reha Muhtar’ı onuncu yıl marşı korosunun şefi yapmayacaktın. Ertesi gün gazetelere, sakıncalı görüntülerinle manşet olmayacaktın.”[5]

Paris “Pere Lachaise Mezarlığı”nda, komşun Yılmaz Güney’le, acaba neler konuşursunuz? O ülkesinde çekemediği film projelerinden söz ederken, sen yarım kalan şarkılarını mı söylersin

Soru 6

* Babam ve Oğlum, bir yangının külünü neden yeniden yakıp geçer? Neden, sinema çıkışlarında, kızların gözlerindeki hüzün, ‘kızyurdu yalnızlığı’na benzer? Parkalı delikanlıların yorumlarında neden ‘taşra baskısı’ bir öfke vardır?
* Irak’ta kadınlar savaş mavaş dinlemeyip neden makyaj yaparlar? Onlar bilirler ki gül de kanayarak açar. Savaş muhabirleri için umut gerçekten neyi anlatır? Kendi görüntüleri neden, savaş görüntülerinin önüne geçer?
* Kitaplara ve şiire düşkün çocuklar için neden ‘Bu çocuk okusun ve kendini kurtarsın.’ denilir, ancak çocuk okur ve bir türlü kendinden kurtulamaz. Neden en iyi edebiyat ve felsefe öğretmenleri, kendinden kurtulamayan ve okulunu uzatanlardan çıkar?
* Eskimolarda kar anlamına gelen 80 sözcük vardır, Araplarda aşk anlamına gelen 60 sözcük…[6] Acaba, hüzün anlamına gelen Osmanlıca kaç sözcük vardır? Aşk şiirlerini aşklardan daha uzun yaşatan hangi sözcüklerdir? Şairleri, gündelik dilden sürgün edilmiş sözcüklere gönül düşüren, ‘divan’lara yazılı hüzünlerin yorgun mitolojisi midir?

[1] Gani Müjde
[2] Metin Üstündağ
[3] Arif Damar
[4] M. Üstündağ
[5] Muhsin Kızılkaya
[6] M. Üstündağ

Önceki İçerikEdebiyat Karın Doyurmaz Çay İçirir – 2
Sonraki İçerikEdebiyat Karın Doyurmaz Çay İçirir – 6