Neden özellikle harabelerin, ezilmiş insanların, yaşlı yüzlerin ve yaşlı gözlerin fotoğrafı çekiliyor, şiirlere onulmaz acılar katılıyor, işin içine sanatın girdiği her yer viranelere yöneliyor?..

Mutluluğun resmi çizilmiyor, huzurun şiiri yazılmıyor, kahkahalar müziğe tiksinti veriyor?..

Yolcu neden pırıl pırıl gökdelenlerin olduğu resimleri yayınlamıyor, Peygamber inzivaya, Galip dede İstanbul’un göbeğinde Mevlevihane’ye çekiliyor, Fuzuli dağlara meylediyor, Haşim ancak geceleri aydınlanıyor, Atay şaheser olarak “Tutunamayanları” yazıyor, Mustafa Abi hangi buhranın pençesinde kıvranarak şiire dadanıyor, Sokrat evinden kovuluyor, Bodler hâla annesini arıyor, Niçe acısını yüceltiyor?..

Oturduğumuz lüks salonlardayken kalbimiz o köhne bekâr odalarının hatırasına kaçıyor, jakarlı yüzler şehvete, mazlum yüzler vicdana kayıyor?.. Anadolu’da modernleşme neden lağım kokuyor, burnumuz o yapay parfümleri yabacılaştırıyor, çocukluğumuzun içtenlik dolu tezek kokuları özleniyor?..

Bilim kurgu filmlerine neden robotlar insanlardan daha çok yakışıyor?..

Neden yerin dibine soktuğumuz popüler kültür ha bire sırıtıyor, tepiniyor, markalar akbabalar gibi başımızda uçuşuyor, güzel evler neden yuva olamıyor, gıcır gıcır arabalar asfalt yollarda doğaya sokulmuş birer hançer gibi kayıyor, asfalt kana bulanıyor?..

Aşk yatağa, sevgi ayağa, vicdan yere düşüyor, samimiyet yerin yedi fersah dibine giriyor, orda öyle bir tenhaya çekiliyor ki koca koca iş makineleri, sondajlar, dedektörler bir asırdır yerini tespit edemiyor?..

Hey!

Gözünüzü,kulaklarınızı ve cinsel azalarınız dışında bütün duyarlılıklarınızı tıkayın!!!

Emek artık emeklemiyor,

Afrika’da insanlar açlıktan ölmüyor,

Irak’ta Müslüman kızlarına Amerikalı askerler sizin medeniyetinizi götürüyor,

Filistin’de çocuklar babalarının kucaklarında delik deşik edilmiyor.

Şu boyacı çocuk size duygu sömürüsü yapıyor.

İnsanlık tecavüze uğramış namuslu bir kadın gibi bas bas bağırmıyor.

Yüzünüzü şehrin camekânlarına çevirin,

Hayatınızı başarı dolu kıyak hayallerle süsleyin,

para Çin’de olsa alın,

cildinize iyi bakın,

sabah sporlarına çıkın,

lüks arabalara binin,

aynalı koridorlarda ilerleyin,

kokteyllere gidin…

Hadi gülümseyin

Hadi gülümseyin

hayat sizi zevk-ü safâya çağırıyor.

Buyurun

buyurun…

Yaşamak ne güzel şey!