Kendini beraberinde getireceğin bir üslupla gel
Gel ki henüz yalnızlığın intihar haberi yayılmadan
Kömürleri avuçlarında devşir buruşuk kelamın adının anlamıyla gel
Gel ki henüz önden çekişli yalnızlığın suratına taş bağlanmadan
Yalancı bir gemi gibi gel
Her gece ansızın bir mehtap doğurur tadında güneşin leylak bakışları arasında
Korkma her gece dediysem bunu kırk yılda bir olarak
Gelişini gülşen gibi garantiye bağlayarak
Bunu umudun hazinesine bir artı diye şerh düşerek
Gel diyorum
Kırık bir testinin pas tutmuşluğunu inceden inceye bırakılan yağmura emanet edilerek her satıra bakarak gel iyorum, buyur diyorum, öl diyorum, diril diyorum
Gölgen ki şüpheli halelerle kendinden emin olmanın yalan şahikasını yaşıyordu ben seni mona roza gibi alevlere atarken.
Alevler bir bir sönmeden küller uzaktan gelen dumana yakıt olmadan seni bir emanet ağırlığında derince burkmaktan korkmadan kes yılların göbeğini kısa olsun hayat uzat sürgün hayallerimi.
Bir bakışınla değil ölüye mezar oluşunla gel.
Gelişine sevinecekse baykuşlar gelme. Donanmalar yakılacaksa gelişinle, aydınlıkların yüzüne beyaz bir perde de aralayacaksan, kime geldiğine boykot melekleri karar verecekse gel. Hep hesaptan korkarak hem de hesaba bulaşarak… Teknik aşkları kütüğünden sil de gel.
Cebinde taşıdığın yırtık peştamalın kepekten dokunmuş kirpiklerimi hayatın kirpiklerini kollamaya yeter mi sanıyorsun. Ne sen bir kefen kadar ucuzsun ne de gelen bir kefeni senin bekleyişlerine berdel yapabiliyorum. Borcuna karşılık bekleyişler devam etseydi İsrafili sabahın ilk ışıklarında karşılardım karıncalarla. Son meleğin görev aşkını sayende görmek bile gelişinden mütevellid…
Bir tek kelime kaldı avuçlarımda
Onu da en iyi yerde kullanacağım
Deliliği aklının vergiden düşüren şairin hayaliyle
Stoklarında özlemi uyutanların düşleriyle
Bloke edilmiş merhametleri yaşatmaya çalışanlarla
Kahrı averajla değil açık farkla önde tutanlarla
Kullukta yolu şaşırmayan bir kaç adamla
Yıllara meydan okuyarak
Bir seferlik
Kırk yılda bir gel
Çook geldim..Hem de ne çok uzuun yollardan geldim….
Ah Rab’bim..Sen de bilirsin ya?..Ne çook umutlarla..
Ne çok ve çoğul coşkularla …Yüreğimde yeşerttiğim..
Avuçlarımda büyüttüğüm hiç kirlenmemiş..Çocuklarla…
Daha deniz daha şehir daha kent görmemiş tomurcuklarla..
Geldim..Hem de ne umutlarla ne uzuun yolculuklarla…
GELDİM ve yığıldım büyüük yorgunluklarla..
Her” ALLAH” deyu ünleyen kapı eşiklerine de..
ve fakat !…..olsun!.. Ben yine gelirim…
Ah Rab’bim!..Ben yine gelirim..Yine gelirim ben…
Yeter ki terketme sen!Herkesler terketse de….Amin!..
Ah!..En büyük güzel yarabbim!..Yine gelirim ben…
Yine serilirim ben senin sevgin uğruna..
Yine Yenilirim ben..
Sevgililerin uğruna!…
ben gelirim yeterki sen kabul eyle beni… ben yenilirim ki sevinsin diğerleri… ben harcarim elimde kalan son değerlenmeleri… bile bile harcarim amortisman, değerleri… bu yüzden ben yeniliyemem kendimi… rabbim ne olursun sen deşarj eyle beni, tekrar şarj eyle beni… huzurlu eyle beni… bana büyük bir sevda nasib eyle, sevdamin büyüklüğünden kalbime başka bir heyecanin siğmamasini nasib eyle… bu sevdamin adini ilahi sevda eyle,bir okadar büyüklükte elçiyi sevmeyi nasib eyle… şeytan gibi ben ben,bennn diyenlerden eyleme… rabbim sen bizleri muvaffak eyle…
…
Amin..Aminn!!!
anladım ki acı insana yazdırıyormuş,keder söyletiyor,kaybetmek düşündürüyormuş,mutluk ne yapar peki hiç … belki yemeği yakarsın ,çiçeği sulamayı unutursun,odanı temizlemeyi ertelersin,bide sırıtık bir surat .. büyük ustalar acıdan doğmuş
avucumun içinde işte sen varsın üç vakte kadar geliyorsun.. yok yok ben falcı değilim bu sadece duamın karşılığı bak istedim ve sen geldin…hoşgeldin ,neden geç geldin.sekiz bahar geçti sensiz ,haklısın sen bahardın dünyama ozaman söylüyorum 58 baharı yaşamadım ben..
ne zaman bitecek bu dünya sürgünü
Beni, artık sen bilmemezlikten gel,
Duan kabul oldu gittim ey yolcu.
Öteki alemde, tam da girişte,
Bir başıma, yalnız bekleyişlerle,
Sessiz sedasız kalmışım yolcu.
Ayıklığım, ayrılıktan bilinsin
Kadeh değen ağzımda şimdi alev var
Tövbe kapısında kim bilir kaç yıl
Daha çokça çekecek bitmez çilem var.
Dağın ardında var dediler bir is
Karasına bulaştım en derinlerin.
Yerin yedi kat altında gömüldü tenim
Senin varlığınla yaşarım yolcu.
Acizliğim beş para etmez burda
Arafta kaldım desem ora da değil
Melekler tiksinip benden uzaklaşınca
Cehennemin korunda kavruldum yolcu.
Şimdi alnımın secde izini
Asiliği, caniliği ve bir de seni
Kendimden bir başkasının değil ki kiri
Soraram, soramam değil mi yolcu?!