YOLDAKİLER:
*ömer idris akdin *mehmet aycı *müştehir karakaya *bilal can *bülent sönmez
*ayşe bağca *suavi kemal yazgıç *ali korkmaz *şahin doğan *mustafa uçurum
*gökçer övünç *merve kuntoğlu *taha çağlaroğlu *rıza kemal g. *selva torun
*faik öcal *cihat albayrak *aziz savaş *selçuk küpçük *emrah utku gökçe
*ismail korkmaz *ferhat özbadem *eyyüp akyüz *ferhat kalender
*ibrahim arpacı *hamza çelenk *hikmet kızıl *ömer ertürk
ÖMER İDRİS AKDİN, SEYİR DEFTERİ’NDE YAZDI:
“Bugün İslam halkları hayata ve zamana karşı ilgisizliklerinin getirmiş olduğu travmayı yaşıyor. Yapay sınırlar ile bölündüler ve ellerine tutuşturulan bayrakları birbirlerine sallayarak güç devşirme peşindeler. Eğitim kurumları, dini müesseseleri, aydınları ve önderleri kendileri için hazırlanmış mahfillerde, dünyaya nizam verenlerin belirlediği konseptin ötesinde bir şey üretemiyorlar. Bu küresel çağda, enformasyonun her yeri ele geçirmeye çalıştığı, kitleleri tek düzeleştirdiği, gerekli olan bilginin belli merkezlerden belli dozlarda insanlığa aktarıldığı bir zaman aralığında yüz binlerce ilim adamı, aydını ve düşünürü olduğunu iddia eden İslam Dünyası’nın bir ağırlığı var mı? Dikkate alınır, üzerinde durulabilir bir alternatif oluşturabiliyorlar mı? Televizyon ekranlarında ya da sosyal medya kanallarını kullanarak popülizmin diplerinde dolaşan ve tebliğ ve irşat faaliyetleri yürüttüğünü zanneden zevatın insanlığın yaşadığı sorunlara verebileceği sahici bir cevabı bulunuyor mu? ”
MECMUANIN ORTA YERİ: HÜSEYİN KAYA, TAYYİP ATMACA’YI KONUŞTURDU:
“Bana göre mazruf önemli, zarfın üstüne bakar geçeriz. Şiir hangi tarz da yazılırsa yazılsın şiir şiirdir. Şairin şiir yazması için de Yedi Askı şairlerinden günümüze kadar yazılan hem şiir coğrafyalarını bilmesi gerek, hem kendisini. Güzel şiir daha okumaya başlar başlamaz okurun yüreğine hitap etmeye başlar. Bir dergide, kitapta okuduğum şiir beni çarparsa ben de o anda dergiyi ya da kitabı masanın üstüne çarparım ve işte şiir bu derim.”
SELÇUK KÜPÇÜK, KAPANMIŞ DERGİLER ATLASI’NDA ‘LİKA DERGİSİ’ EDİTÖRÜ CEVAT AKKANAT İLE HALLEŞTİ:
” Kelimenin tam anlamıyla, öyle bir dergiydi Likâ. O dönemde öyle bir yayın olur muydu? Oldu. Bakın şuraya, künyesindeki şu ifadeye bir bakın: “hazırlayanlar mı merak ediliyor?… işte onlar: solda sıfır olanlar, yani, etsiz butsuz insanlar: Halil İbrahim gümüş, ali ışıklarlarlı…” Yok böyle bir şey. Böyle birileri yok. Cevat Akkanat var, o da künyede değil. Üstelik o da bir 657 mensubu. Uzun bir süre böyle, etsiz butsuz iki dinamik ismin diriltici ruhları eşliğinde çıktı Likâ”
EYYÜK AKYÜZ, ‘KARŞI SORULAR’DA SAHİH CEVAPLAR ARAMAYA DEVAM ETTİ:
” Soğuk savaş dönemini tükettik. İdeolojiler ve Ulus devletler tarih sahnesine çekiliyor. Küresel düzen de denilen ‘Yeni Emperyalizm’ sisteminde ‘fareli köyün kavalcısı mı’ yoksa ‘kadim coğrafyanın çobanı’ mı olacağız?”
ALİ KORKMAZ, “AYDININ OTOPSİ RAPORU”NU HAZIRLADI:
” Bir zamanlar bir avuç olup sesi cılız çıkan ve dikkate alınmayan İslamcı kanat, bu aşamadan sonra dışa açılma süreci yaşamış ve her geçen gün gelişerek dikkat çekici boyuta ulaşmıştır. Ancak Mekke döneminde peygamberimizin kırk kişi oluncaya kadar samimi bireylerden oluşan topluluğunun, dışa açılma süreciyle nicelik olarak artmasına karşılık nitelik kaybına uğradığı gibi bir süreç yaşanmaya başlamıştır. İslamcı kanadın sayısal olarak artmasına paralel olarak aydın ve taban kesiminde, sünnetullaha uygun bir bozulma süreci de başlamıştır!”
FERHAT KALENDER GEZİ KALKIŞMASININ NEDENİNİ SORGULADI:
” Gerçekten de gösterdiği performansla Cumhuriyet tarihinde halkını pek çok ilkle tanıştıran, yıllarca değerleri aşağılanan ve ikinci sınıflığa reva görülen toplumun üzerinden ölü toprağını kaldıran bir iktidarın karşılaştığı bu durum ne anlam ifade ediyordu? Yönettiği kentlere milyonlarca yeni ağaç kazandırmış olmanın gururu, bir parkı yeniden düzenleyerek belki de daha fazla yeşil alan kazandırmak için yapılan bir proje etrafında kopartılan fırtınanın içerisinde eritilebildi. Bu nasıl oldu?”
Son Yorumlar