81. YÜRÜYÜŞÜNDE YOLCU: “SESİM SANA UĞRADI MI?”

7

yolcu-81-kapak
BU SAYIDA:
*ömer idris akdin *mustafa yıldız *ibrahim kilik *mehmet aycı *kemal albayrak *hikmet kızıl *mustafa everdi *bülent sönmez *m. sultan cica *rıza kemal g. *mustafa uçurum *faik öcal *selçuk küpçük *aydın hız *ali korkmaz *banu özbek *ismail aykanat *r. hacı ahmet *enes can *betül gayretli *naman bakaç *n. atilla soykan *hamza çelenk *fatma serenli *ümit evran *serkan türk *a. hakan karataş *aziz savaş *mustafa ışık *davut güner

SEYİR DEFTERİ’Nİ ÖMER İDRİS AKDİN YAZDI:
“Bilinmeli ki, seyr-ü seferimiz kadimdir bizim. Henüz satın satır yudumlayarak okuyoruz zamanı, tarihi ve coğrafyayı. Genzimizin yakan bu alın yazısını yoldaş belleyişimiz bundandır. Unutmamalı ki Maveraunnehir kenarında atlarımızı sularken başladı her şey. Çin Seddi’ne sırtımızı dayayıp Laçin’e doğru gez, göz, arpaçık süzdük dünyayı. Otağlarımız rüzgarın şarkısını söylerken kadınlarımızın doğurduğu her çocuğa enlemi ve boylamıyla yeryüzünü armağan ettik. Adımlarınız salim olsun dedik, yürüyebildiğin, at sürebildiğin, görebildiğin her yer ateşinin yangınıyla ısınmalı. Gidin dedik, çiğneyin insanlığa kastetmiş her namerdin sofrasını. Onca yer çiğneyin sakın ha çiçek çiğnemeyin. Edebimize-endamımıza şan ve şeref katan ne varsa yüreğinin enginliğine yoldaş olduğumuz bir Peygamber’e kıldan ince kılıçtan keskin söz vermişliğimizdir.”
MECMUANIN ORTA YERİ’NDEARSLAN ÖZDEN İHSAN FAZLIOĞLU’NU KONUŞTURDU:
“Sürekliliğin nihâî yönü Tanrı’dır… Formüle ettiğim “Varlık’ın Korunum Yasası”na uygun olarak “var-olur ve var-ölürüz; ama yok olmayız.” Çünkü Tanrı’nın bir ismi olarak Hayy, Hayat’ı korur… Telâşa gerek yok, hepimizi öleceğiz; ancak yok-olmayacağız… Sadece böyle inanıyor değilim; böyle de düşünüyorum. Öyleyse “yanmaya” devam; sönünceye kadar değil; “söndürülünceye” kadar… Ya da derginizin adıyla dersek: Sürekli Yolcu olmak istiyorsak dâim yol-da olmalıyız; yol almalıyız; yol, istikâmeti olan bir yürüyüştür yani güzergâhı; yolcu, yol-da olan kişi değildir sadece; yol-ile olan, hatta yol-olan kişidir; çünkü ancak ve ancak yol-olan, yol-alır, yol-da kalır… Allah, istikâmeti muhkem yol-dan alıkoymasın; yol-dan çıkarmasın…”

SELÇUK KÜPÇÜK UMBERTO ECO’YU ARAŞTIRDI:
“Eco’nun bu kitabı özellikle “güzellik” kavramının tek merkezli ve Avrupa orijinli okuma biçimini yıkması bakımından önemlidir. Güzellik meselesinin kültürden kültüre, dinsel inanç alanlarından başka inanç biçimlerine kadar farklılık kazanmasının doğal olduğu tezine yaslanan bu kitabı ile Eco’nun aslında Batı merkezli ve hegemonik estetik anlayışına dair büyük bir eleştiri getirdiğini söyleyebiliriz. Güzellik meselesinde Rönesans ile asıl hegemonik kurgusunu inşa eden, mesela perspektif temelli bakış açısı üzerinden verili bir dil oluşturan Batı için Türk minyatürü sorunlu bir alan gibi algılanmaya müsait. Oysa kültürel farklılığı temel alan ve bunu olağan bir durum şeklinde algılayan yaklaşımdan hareket edildiğinde ise güzellik kavramının minyatürü de içine alarak genişleyebilen, genişletilebilen bir evren ortaya çıkardığı söylenebilir.”

AYDIN HIZ HERMAN HESSE’NİN BOZKIRKURDU ROMANI ÜZERİNDEN BOŞUNALIĞIN BİLİNCİNE DEĞİNDİ:
“Bir çok Batılı yazar gibi, Hermann Hesse de acı ve ıstırabı kutsayan, insan olmanın sorunsallığını çektiği elemlerle eşitleyen bir felsefeye sahiptir. Kendi deneyimlerinden ve iç sıkıntılarından beslediği romanında, biyografisinde de görüleceği gibi anlamını yitirmiş yaşamı, acı ve ıstırapla dindirmeyi amaçlar.”

BANU ÖZBEK ÇAĞAN IRMAK SİNEMASINI “DEDEMİN İNSANLARI” FİLMİ ÜZERİNDEN OKUDU:
“İçinde olduğumuz çağ/hayat bizi posalaştırıyor adeta. Sesine, kendine, hakikate yabancılaşarak bir ‘yığın’ ya da Baudrillard’ın deyimiyle ‘atık’ haline geliyoruz/getiriliyoruz. Biraz durup düşünmeye, biraz dilsizleşmeye, biraz anlamaya, çokça da merhamete ihtiyacımız var.”

NAMAN BAKAÇ 15 TEMMUZ’U BİR BAŞKA AÇIDAN ELE ALDI:
“Hayatın gerçekliğini kabullendiği için normal midir? Yoksa Abdurrahman hala “eski kafalı” olmaya devam mı etmelidir? Ya da daha şiirimsi bir soruyla bitirelim. Şair İsmet Özel Amentü şiirinde; “Polistir babam, Cumhuriyet’in bir kuludur” ile ailesine gönderme yaparken Abdurrahman ve dava arkadaşları: Yeni Türkiye’nin bir (Müslüman)kuluna mı dönüşmüşlerdi?”

AZİZ SAVAŞ, BİN BİR GECE MASALLARINA BAŞLANGIÇ YAPTI:
“Bir zamanlar sizler de bizler gibi çocuk idiniz ve deminden beri bana anlatmaya çalıştığınız o aydınlık, o berrak, o saf ve o bütün bir varlık âlemi ile ünsiyet kurabilen çocuk kalbi sizlerde de vardı? Ne oldu da onu yitirdiniz? Bu açgözlülük, bu ihtiras niçin?”

ŞİİRİYLE: *Mustafa Yıldız *İbrahim Kilik *Mehmet Aycı *Hikmet Kızıl *Bülent Sönmez *M. Sultan Cica *İsmail Aykanat *N. Atilla Soykan *Serkan Türk *A. Hakan Karataş *Davut Güner

ÖYKÜ VE DENEMELERİ İLE: *Ömer İdris Akdin *Mustafa Everdi *Kemal Albayrak *Rıza Kemal G. *Mustafa Uçurum *Faik Öcal *Ali Korkmaz *R. Hacı Ahmet *Enes Can *Betül Gayretli *Hamza Çelenk *Fatma Serenli *Ümit Evran *Mustafa Işık

Önceki İçerikYOLCU DERGİSİ 80. YÜRÜYÜŞÜ: “ALLAHUEKBER: GERİSİ YALAN DÜNYA”
Sonraki İçerikYOLCU DERGİSİ’NİN 82. YÜRÜYÜŞÜ: “BİR MUM SÖNDÜĞÜNDE IŞIĞI NEREYE GİDER?”