84. Yolcu: “NE KADAR GİTSEK O KADAR UZAK…

2

yolcu-dergisi-sayi-84

KERVANDAKİLER:
*ömer idris akdin *hikmet kızıl *mehmet aycı *bülent sönmez *mustafa yıldız *zeki aygur *mahir müjde *günay taşdemir *mustafa ışık *harun sönmez *banu özbek *ali korkmaz *fadıl karlıdağ *mustafa uçurum *ismail kormaz *dursun ali sazkaya *bilal can *a. fahri kurtdereli *faik öcal *lütfi bergen *ümran yaka *hamza çelenk *ferhat korkmaz*naman bakaç *hasan doğan *rıza kemal g. *ibrahim arpacı *bünyamin doğruer *selçuk küpçük *hulusi üstün

Ömer İdris Akdin SEYİR DEFTERİ’NDE yazdı:
“Bu gün Ortadoğu özelinde oluşturulmaya çalışılan yeni devlet ve toprak düzeni, içinde ülkemizin de yer aldığı coğrafyaların yeniden tanzim edilmesini içeriyor. Bölgemizde sürmekte olan kaos, sadece Kudüs’ü işgal altında tutan ve Filistin’de gayri meşru yerleşim merkezleri kurmaya devam eden İsrail’in işine yarıyor. Müslümanların birbirlerine karşı etnik ve mezhepler üzerinden geliştirdikleri husumet, kullandıkları ayrıştırıcı dil bir Siyonist projesi olarak yürürlükte kaldığı sürece İsrail’in tedirgin olmasına gerek yok. Güneyini Etiyopya’dan kopardığı Eritre ile güvence altına alan bu Siyonist yapı, kuzeyde Irak ve Suriye’nin parçalanması ile Kürdistan adı altında başka bir güvenlik bölgesine kavuşmakta. Bir tarihi ve turistik mekan olmasının ötesinde Kudüs, çağın şahitleri olarak bizlere olmakta olanların arka planını feraset ve basiretle görmemizi sağlamıyorsa yeniden düşünmemiz gerekiyor.”

Ahmet Fahri Kurtdereli “Meselesi Olanların Macerası Olur” başlığı altında Erol Olçok portresini denedi:
“Erol Olçok, cesur bir liderdi. Güçlü sezgisi ile sorun alanlarını önceden fark ederdi. Olaylara karşı soğukkanlı yaklaşımı ile kriz zamanlarını başarılı bir şekilde yönetirdi. Feraseti ile olayların gideceği yönü çok iyi görebilir, etkileyici hitabeti ile çevresindekileri ikna eder ve doğru yönde ilerlemelerini sağlardı. Bu yeteneklerini sadece iş hayatında değil, sosyal hayatında da sevdikleri için, dostları için kullanır, her durumda onlara faydalı olmaya çalışırdı. Balık burcundandı. Duygusaldı, romantikti. Şiirlere ve türkülere tutkundu. Bir de klasik arabalara ve antika kokusuna…”

Lütfi Bergen, Şehir Umran ve Millet başlığı üzerinden bir deneme kaleme aldı:
“Biz ise ‘şehir’ kavramının kent-köy veya kabile-devlet çelişkisini aşan başka bir kavrama (‘şehir’e) dayandığını ifade etmekteyiz. Buna göre ‘şehir’ devlet’in değil, millet’in varlığa çıktığı toplumsal sistemdir. İfadelendirmeye çalıştığımız bu düşünceye göre devletler ölse dahi ‘millet’ hayatiyetini devam ettirir. ‘İslâm milleti’ Hz. Âdem’den Kıyamet Saati’ne dek sürecek kesintisiz toplum varlığını temsil etmektedir. Bunun gibi İslâm, Ehl-i Kitap toplumları da başka başka ‘millet’ varlığı olarak benimsemiştir. Ehl-i Kitap toplumlar ‘aile’yi koruyamadıkları için ‘şehir’ de inşa edememektedir. Bu toplumların köy-kent çelişkisini yaşamaları ‘ailesizlik krizi’ ile izah edilmelidir.”

Naman Bakaç ve Ferhat Korkmaz, 12 Eylül sürecinde Edebiyat dergilerinin duruşunu yazdı:
“Türkiye’deki en kanlı darbe olan 12 Eylül’ün, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği üçüncü açık müdahalesi olduğu bilinir. 12 Eylül darbesi hayatın hemen her alanına ilişkin zorlama/düzenlemeler getirmesi nedeniyle günümüzde bile hissedilir düzeyde etkisini sürdürmektedir. Bu etkinin varlığını şu dergiler üzerinde incelemeye çalıştık: Diriliş, Edebiyat, Hisar, Kubbealtı Akademi Mecmûası, Mavera, Milliyet-Sanat, Türk Edebiyatı, Varlık ve Yazko Edebiyat dergileri.”

Bilal Can, Mustafa Kutlu öykülerinde hesap gününe bakışı inceledi:
“Bu cümleler usta anlatıcının aslında hikâyelerinin anahtar kelimelerini verir gibidir: “toplumsal değişim”, “sorumluluk”, “mizah”, “toplumsal yara”… Toplumsal mobilite, sosyal hareketlilik olarak da okunabilen bu kavram, kaygan bir zeminde dolaşıma çıkmış toplumların hareketliliğini açıklamaya çalışmaktadır. Sınıflar arası geçişler, yaş ve cinsiyet dağılımları, iklimsel değişkenlikler, çalışma alanları, teknolojik gelişmelerin etkisi vs. gibi unsurların yol açtığı bu hareketlenişin temel çıkış noktası “kentleşme, kentlileşmedir”.

İsmail Korkmaz, Taklit üzerinden insani savrulmalara vurgu yaptı:
“Kendi ya da ülkesinin gelişimini başkasının aklıyla yapan ya da başkalarının gelişimi için kendi gelişimine ya da ülkesinin gelişimine engel olan bir insan aslında vatan sevgisinden uzak, devletine düşman ve insanına nefret duygusundan başka bir kazanımı olmayan insandır. Ait olduğundan başka bir değerler sistemine entegre içinde olan ve bu entegrasyonu entelektüel bir çaba ya da modernitenin bir kazanımı olarak görenler aidiyet duygusuna sahip olmayanlardır. Doğal olarak bu aydın tipinin evrensel değerlere sahip olması ile kendi değerlerine düşman olması arasındaki o nüansı analiz etmek önemlidir.”

ŞİİRLERİ İLE; *hikmet kızıl *mehmet aycı *bülent sönmez *mustafa yıldız *günay taşdemir *mustafa ışık *bünyamin doğruer;
DENEME VE ÖYKÜLERİ İLE; *ömer idris akdin *zeki aygur *mahir müjde*harun sönmez *banu özbek *ali korkmaz *fadıl karlıdağ *mustafa uçurum *ali korkmaz *dursun ali sazkaya *faik öcal *ümran yaka *hamza çelenk *hasan doğan *rıza kemal g. *ibrahim arpacı *selçuk küpçük *hulusi üstün

Önceki İçerikYOLCU’NUN 83. YÜRÜYÜŞÜ: “BENİM ADIM KUDÜS”
Sonraki İçerikYOLCU’NUN 85. YÜRÜYÜŞÜ: “DÜNYAYA GELMEK SALDIRIYA UĞRAMAKTIR!”