Her yanı düşmanlarla çevrili bir ülkenin "adam edilmesi gereken insanları" olmuşuz yetmiş beş yıl boyunca. Ağdalı ve sonu gelmez nutuklar asılmış boynumuza bize rağmen biz için. Şaşalı törenlerle kullanılmasına özen gösterilen Cumhuriyetin 75 yılında neler görmüşüz neler. Padişaha kul tebaa olmaktan, oligarşiye...
Eskiler “şerefül-mekân bil-mekin” (Bir mekânın şerefi/değeri, orada oturanlarla birliktedir) derler. Güzel insanlarla birlikte olamıyorsan anlamı yok; ne o şehrin, ne o mekânın. Şükür bizim böyle mekânlarımız da var dostlarımız da. İşte o mekan dostlarımızdan biri Mehmet Aycı. Birikimi Türkiye’ye yön verecek nitelikte. Dönemin en üretken yazarlarından. Hayatın tam ortasında durur, bütün seslere kulak verir ve değerli olanı asla kaçırmaz. Çocukken amcasından dinlediklerinden tutunda, basılı...
İsra
iloğullarından Davut, bir taşla devirdi Calut’u
Ve şaşkın şaşkın gülümsedi sonra
‘ben küçücüğüm, o kocaman... Nasıl oldu bu?’
Ve Calut’un evine yerleşti İsrailoğulları.
Yüzümüzü baharın tazeliğine döndürmüyoruz çünkü içimizde her hale tetik bekleyen kıpır kıpır bir yüreğin varlığına duyduğumuz sarsılmaz bir umut var. Hissettikçe üzerimizde gezinen rahmetin elini, kayda geçiriliyor akan zamanın omuzlarımızı ağırlaştıran yükü. O zaman işte o zaman selam size sağımızda ve solumuzda her dem yanımızda bulunanlar! Budur işte vefa, sadakat aşka ve inanmanın sırılsıklam bereketi. Yenile yenile yenileniyoruz. Bildik ki toprak bizden,...